11 Şubat 2014 Salı

Ah bir Datçada olsam !


Kış gelmiyor, kırt kırt karların üzerinde yürüyemiyoruz bari yaz gelsin. Çiçekler açsın, böcekler ötsün. Yazı zorunlu özlememin vesilesi ile tatil fotoğraflarımıza bakıp iç geçirdikten sonra burada da paylaşayım dedim.

Öncelikle Eskişehir'den Marmaris'e, Marmaris'ten Datça'ya, Datça'dan Mesudiye   beldesinin, Ovabükü mahallesine ulaştık ki bir de ne görelim; amacı dünyada ayak basılmadık yer bırakmamak arzusunda olan insanlardan bir nebze kurtulmuş bir yere ulaştık. haritadaki yeri işte burada


Tatilimizi geçireceğimiz yere ulaştığımız zaman çok derinden hissettiğim bir duygu ise "sessizlik" hissi idi. Gözlerini kapatıyorsun hiç ses yok sanki rüyadaymışsın gibi açıyorsun yine ses yok. Söz konusu tanımlamalar tatil anlayışımın tıpkısı olduğu için  her şey mükemmeldi. Yukarıdaki resimde yaşadığım huzuru unutmamak için beynime çakmak suretiyle sinyaller göndermiştim ama şimdi tam olarak hatırlayamıyorum. Ah bu beynimin bana oynadığı oyunlar, nerde gereksiz huysuz duygular var onlar hemen beliriveriyor aniden. (yine bu oyunlara alet oluyorsun janan oyuncak etme kendini. Güzel anılardan bahsediyorsun şu an)


2-3 kilometrelik sahilde, uzaklarda birkaç kişi görünüyordu. Sanki ıssız bir adaya düşsem yanıma alacaklarımı alıp ıssız adaya yerleşmişim. Birbirinin içine geçmiş koylarda çok da kıpırdamadan durdum ve kendimi dinleyip dinlendirdim. Hayatımın en güzel tatili oldu. Ben bu Datçayı ısıra ısıra yemeyeyim de ne yapayım? çok özleyeyim en iyisi.















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder