23 Mart 2014 Pazar

Risk; güzel sonuçlandığında insanı hayata bağlayabilen şey




Canım annemin göğüs kemiğini boynunun hemen altındaki başlangıç noktasından sonuna kadar ince bir testere ile kestiler. Kalbine ulaşmak için tüm dokuları keserek yol açtılar kendilerine. O güzel kalbini durdurdular ve metal bir kapakçık taktılar. Sonra kapatıp o bebek gibi yumuşak tenine dikişler attılar. Sanki ameliyat, saatler-günler-aylarca sürdü.



Tüm bunları yaparlarken keşke bana yapsalardı diye düşündüm çünkü benim kalbim anneminkinden daha güçlüydü. Gittiğimiz tüm doktorların söylediği annemin kalp kaslarının çok zayıf olması nedeni ile ameliyatın riskli olduğuydu. Geçen haftalar boyunca bu kelimeden, okunmasından, tonlanmasından, anlamından nefret ettim. Risk; “zarara uğrama tehlikesi” demek. Annemin hayatının zarara uğrama tehlikesi vardı.Annemin kalp rahatsızlığını fark ettiğimizde son aşamada 4. aşama olduğunu söylediler.

1. Aşama ; kalp hastaları için hiç bir sınırlama yoktur. Fiziksel bir aktivite sonrasında herhangi bir kalp rahatsızlığı belirtisi (çarpıntı, nefes almada güçlük gibi) görülmez.

2. Aşama ; az miktarda kısıtlama vardır. Göğüste ağrı, çarpıntı, nefes darlığı görülebilir. Fakat hasta istirahat halinde hiç bir sorun yaşamaz,

3. Aşama ; belirgin bir sınırlama vardır. Hafif bir fiziksel aktivite sırasında bile belirtiler ortaya çıkar,

4. Aşama ; hareketi rahat bir şekilde yapamaz. Çok az bir fiziksel aktivite sırasında veya istirahat halinde de belirtiler görülür.

Kalp yetmezliği nedenini mitral kapakçığın görevini yapamayacak kadar kötü durumda olmasına bağladılar ve dolayısıyla kalp kaslarının da çok zorlanması nedeni ile zayıf düştüğünü belirttiler. Şöyle ki annem 53 yaşında ve onun çocukluk döneminde ülkemizde grip hastalıklarında antibiyotik kullanılmıyormuş bu nedenle geçmişte yaşadığı soğuk algınlığı sonucunda kalp kapağı hasar almış ve bugüne kadar ilerleyerek devam etmiş olabiliceğini söylüyorlar.

Neyse hatırlamak bile istemediğim bu detayları size neden anlatıyorum? Yukarıda görebileceğiniz gibi 1. ve 2. aşamalarda kesinlikle insan kendini hasta bile hissetmez ve klasik bir cümle olsa da kişinin kendi başına gelince anlam kazanıyor; “Erken teşhis çok önemli.” Lütfen düzenli kontrollere gidin ve sevdiklerinizi de ısrarla gönderin.

Günler boyunca ne yediğimi, ne içtiğimi, ne konuştuğumu hatta tüm vücudumu ve düşüncelerimi kaplayan tonlarca ağırlıktaki acının dışında ne hissettiğimi bile bilmiyorum, hatırlamıyorum. Annemin ameliyatının başarılı geçtiğini duyduğum zaman ise gözlerim yeniden görmeye başladı ve ben tekrar nefes aldığımı hissetmeye başladım.

Annemi bu hafta eve getirdik, ona bebekler gibi bakıyoruz, yavaş yavaş yürümeye başladı. Kısa bir süre sonra herşey normale dönecek fakat hiç birşey eskisi gibi olmayacak, bundan sonra kimse annemi yormayacak ve üzmeyecek.

Aslında birkaç hafta süren fakat bana yıllar gibi gelen bu süre boyunca yanımızda olan herkese çok teşekkür ediyorum.

Öncelikle annemin her anında yanında olabilmem için çok anlayışlı davranan, iş arkadaşlarım ve amirlerime

Yüksek enerjisi ve yüksek enerjili arkadaşları ile bize ve anneme destek veren Yeşim Tan'a

Doğru yönlendirmeleri, önerileri ve desteği için, tüm sülalemizin doktoru, kuzenim Selda Hekim Yıldırım'a

Annemin ameliyatını başarıyla yaptığı için dünyanın en iyi cerrahı Oğuz Taşdemir ve ekibine,

Duaları ile yanımızda olan herkese çok çok teşekkür ediyorum. iyiki vardınız.